NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُسَدَّدٌ
حَدَّثَنَا
عِيسَى بْنُ
يُونُسَ
حَدَّثَنَا
الْمُثَنَّى
بْنُ
الصَّبَّاحِ
عَنْ عَمْرِو
بْنِ
شُعَيْبٍ عَنْ
أَبِيهِ
قَالَ طُفْتُ
مَعَ عَبْدِ
اللَّهِ
فَلَمَّا
جِئْنَا دُبُرَ
الْكَعْبَةِ
قُلْتُ أَلَا
تَتَعَوَّذُ
قَالَ
نَعُوذُ
بِاللَّهِ
مِنْ النَّارِ
ثُمَّ مَضَى
حَتَّى
اسْتَلَمَ
الْحَجَرَ
وَأَقَامَ
بَيْنَ
الرُّكْنِ
وَالْبَابِ فَوَضَعَ
صَدْرَهُ
وَوَجْهَهُ
وَذِرَاعَيْهِ
وَكَفَّيْهِ
هَكَذَا
وَبَسَطَهُمَا
بَسْطًا
ثُمَّ قَالَ هَكَذَا
رَأَيْتُ
رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
يَفْعَلُهُ
Şuayb (b. Muhammed)'den;
demiştir ki: Abdullah (b. Amr b. el-As) ile birlikte (Beyt'i) tavaf ettim.
(Tavaf namazı kılmak için) Kabe'nin arkasına geldiğimiz zaman;
(Burada Cehennem
ateşinden Allah'a) sığınmayacak mısın dedim. (Bunun üzerine Abdullah):
Ateşten Allah'a
sığınırız, dedi. (Namazdan ) sonra gitti.Hacer(-i Esved)i istilâm etti. Rükn(-i
Hacer) ile kapı arasında durarak göğsünü yüzünü, kollarını ve avuçlarını şu
şekilde (Mültezem üzerine) koydu ve onları iyice açtı sonra; "Ben
Resûlullah (S.A.V.)'i böyle yaparken
gördüm." dedi.
İzah:
İbn Mâce, mıînâsik
"Rükn ile kapı arasında durarak göğsünü,
yüzünü, kol- larını ve avuçlarım şu şekilde koydu" ifâdesi Mültezem'i
istilâm etmenin meşru olduğuna delâlet eder. Çünkü bilindiği gibi Mültezem
Kâbe'-i Muazzama'nın kapısı ile Hacer-i Esved arasında kalan duvardır. Yine
metinde geçen "Kabe'nin arkasına geldiğimiz zaman" sözünden maksat,
"tavaf bittikten sonra tavaf namazı kılmak üzere Makam-ı İbrahim'in
arkasına geldiğimiz zaman" demektir. Bu ibare İbn Mâce'de; "Yedi
turu tamamladığımız zaman Kabe'nin gerisinde iki rekat namaz kıldık,"
anlamıma gelen lafızlarla rivayet edilmiştir. Biz tercümemizde parantez
içindeki kelimelerle bu manalara işaret ettik.